Ehl-i Kitâb'tan hiristiyanlar, Haçlılar.
Arapça Sâlib kelimesi "haç" (istavroz, çarmıh) demektir. Ehl-i sâlîb, Haçlılar için kullanılır. Haç, Hristiyanlığın sembolü olan ve Hz. Isa (a.s.)'ın gerildiğine inandıkları birbirini dikey kesen iki çizgidir.
Mukaddes şehir Kudüs İslam'ın hâkimiyetindeyken onu müslümanlardan almak için Papa'nın teşvikiyle Avrupalı hükümdarların ortak Hıristiyan ordularının askerlerine, elbiselerinin üstüne büyük kırmızı haçlar diktirdiklerinden dolayı "Haçlılar" (Ehl-i Sâlîb, Celibâ, Croises) denilmiş, ve bunların sekizbüyük seferle (H. 5-7/M.11-13. yüzyıl) Kudüs'e saldırmalarına "Haçlı Seferleri" (Ehl-i Sâlîb Muhârebeleri) adı verilmiştir. 1096-1270 yılları arasında 174 yıl süren bu seferler birçok can ve mal kaybına sebep olmuş, ancak sonuçta kutsal topraklar müslümanların elinde kalmıştır. Avrupa askerî tarihi açısından başarısız sayılan Haçlı seferlerinde iki büyük din karşılaşmış, savaşlarda Hıristiyan vahşetine karşı Türkler büyük kahramanlıklar göstermişler, Salahaddin Eyyubi büyük bir Islâm mücâhidi olarak tarihe geçmiş, Akkâ savaşı, gemicilik sanatının ilerlemesi, hristiyanların müslümanlardan birçok bilgiyi Avrupa'ya taşımaları gibi sonuçlara yol açmıştır. Insanlık tarihinde din savaşlarının en büyüğü olan "Haçlı Seferleri" İslam'ın, ilâ'yı kelimetullah amacıyla, Hristiyanlığın altta iktisadı-sosyal sebepler yatan kutsal savaş adı altındaki saldırısına karşı Islâm topraklarını müdafaasıdır. Ehl-i Sâlîb, müslümanların Kur'an-ı Kerîm'de zikredilen ehl-i kitaba ilişkin âyetlerde açıklandığı şekliyle kendilerine en yakın olan bir tevhid dininin muharref savunucularının din adına yahudileri katletmeye başlamalarıyla ve Kudüs'ü fethetmek gayeleri ile de Islâm'la çarpışması sonucunda yenilmiş, 13. yüzyıldan sonra 20. yüzyıla kadar ehl-i sâlîb ile ehl-i hilal (Islâm) arasında yüzyıllarca savaşlar yapılmıştır.
Ehl-i Sâlîb'in, seferler sırasında tüm Anadolu'da vahşet sahnesi bırakmasına rağmen, müslümanlar onlara karşı merhametli olmuştur. Bu yüzden birçok "Haçlı askeri" seferlerde müslüman olmuştur. Birinci Haçlı seferini düzenleyen keşiş Pierr L'Erminete'nin hıristiyan hacılarına zulmedildiği yalanını söylemesi üzerine Papa II. Urbain 488/1095 yılında Fransa'nın Clermont şehrinde din adamları ve komutanları toplamış Hristiyanları Kudüs'ü "kâfirlerden" kurtarmaya çağırmış, yüzbinlerce hristiyan ehl-i sâlîb bu emre uymuştur. Papa, her gönüllünün sağl kolu üzerine bir haç asmış ve böylece haç, savaşların sembolü olmuştur. Bütün derebeylik Avrupa'sı bu "kutsal savaş" çağrısıyla birleşmiştir. Batı Avrupa'da da Islam Hristiyanlık çatışması, Ispanya'da devam etmiştir.
Birinci haçlı seferinde ehl-i sâlîb, ayaktakımı çapulculardan oluşan yüzbinlerce inananın zalımce saldırısı ile Kudüs'ü istilâ etmiş, şehirde katliâm yapmışlar ve Kudüs Krallığı'nı kurmuşlardır. Haçlı teşkılatı, Saint Şövalyeleri'nin ortaya çıkışı da bu sırada olmuştur. Ikinci savaşta müslümanlar galip gelmişler, üçüncüsünde Filistin'in batısını Selahaddin Eyyûbî kurtarmış, dördüncü seferde haçlılar kutsal savaşı amacından saptırarak dünya çıkarları için yapmışlar, hattâ Kudüs'ü bırakıp Kostantiniyye ve Mısır'a yönelmişlerdir.
Haçlı seferlerinin dünya tarihinde önemli sonuçları olmuştur. Bunlardan, Islâm-Hristiyanlık ilişkileri ile ilgili olanların başında her iki medeniyetin birbirine kültür alış-verişine vesile olması gelir. Avrupa'ya müslüman dünya yoluyla birçok mal gittiği gibi, Kur'an-ı, Kerîm Latince'ye tercüme edilmiş. Avrupalılar dünyaya açılmış, kilise ve Papalık, derebeylik kurumunda, iktisâdi düzende değişim meydana gelmiştir. (Ayrıca bk. HAÇLILAR)
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
18 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder