2 Ağustos 2010 Pazartesi

Fâsıklardan Size Haber Geldiğinde…

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât,6)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
"Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya (fucûr) sürükler. Fucûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında  çok yalancı (kezzâb) diye yazılır." (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105.)
Allah Rasûlü (sav), hicretin 9. senesinde Velîd bin Ukbe’yi Mustalikoğulları’na zekât toplamak için göndermişti. Velîd, kendini karşılamak üzere toplanan kalabalığı görünce korktu. Câhiliye devrinde on­larla arasındaki bir sürtüşme sebebiyle kendisini öldüreceklerini sandı. Dönüp Medîne’ye geldi ve:
“–Ey Allah’ın Rasûlü! Onlar dinlerinden dönmüşler. Zekât vermediler. Neredeyse beni de öldüreceklerdi!” dedi. Rasûlullah (sav), Mustalikoğulları’na göndermek üzere askerî bir birlik hazırladı. Benî Mustalik bunu haber alınca, Velîd’i karşılamak üzere toplanan heyet, acele Medîne’ye geldi. Medîne’de, kendilerine gönderilmek üzere bulunan İslâm birliğiyle karşılaştılar. İşin aslı öğrenildi. Bu esnâda Cenâb-ı Hak, bütün mü’minlere herhangi bir hususta tahkîkat yapmadan hüküm vermemelerini ihtâr etmek üzere şu âyet-i kerimeleri indirdi:
“Ey îmân edenler! Eğer bir fâsık size herhangi bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştı­rın! Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursu­nuz. Hem bilin ki, içinizde Allah’ın Rasûlü vardır. Şâyet o, pek çok işte size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmânı sevdirmiş ve onu sizin gönüllerinizde süsle­miştir. Küfrü, fıskı ve isyânı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlar­dır.” (Hucurât, 6-7) (Dr. Murat Kaya, Hz. Ali’den 111 Hatıra, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kahhâr: Yenilmeyen, yegâne galip gelen, güç sahibi, her şeye istediğini yapacak sûrette gâlip ve hâkim olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Bir haber geldiğinde doğru olup olmadığını, haberi getirenin doğruluğunu araştır!
Lügatçe
fâsık: 1. Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen. 2. Kötülük eden, fesatçı.
tahkîkat:
Araştırmalar, soruşturmalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder