Kur'ân-ı Kerim'de bir ayet-i kerimenin meali şöyledir: "... Allah şeytanı rahmetinden kovdu. O da; senin kullarından belli bir pay edinecek ve onları saptıracağım. Kuruntulara boğacağım, onlara emredeceğim ve onlar da davarların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah'ın yarattığını bozacaklar. Allah'ı bırakıp, şeytanı dost edinenler apaçık kayba uğramıştır.(K. Nisa (4) 119) Rasûlüllah Efendimiz (sav) de bir hadislerinde: "On şey fıtrattan (yani Allah'ın yaratması ve adeta görmek istediği şekilden)'dir: Bıyıkları kesmek, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, burna su çekip sümkürmek, tırnakları kesmek, mafsalları yıkamak, koltuk altını yolmak, kasığı tıraş etmek, su ile istincada bulunmak" buyururlar. Ravi, "Onuncuyu unuttum ama ağzı çalkalamak olabilir" der.(Müslim, Taharet 56; Ebu Davud, taharet 29; Tirmizi, Edep 14; Nesai, zinet 1; Ibn Mâce, taharet 8; müsned, VI/137) Bir başka hadiste: "Allah güzellik(estetik) için iğne vs. ile kakma yapan ve yaptıran kadına, (yüzünden, kaşından vb.) tüy yolan ve yolduran kadına, dişlerini seyrelttiren ve bütün yollarla Allah'ın yaratmasını bozan kadına lânet etsin (onu rahmetinden kovmuştur) (Buhari, Libas 82-87; Müslim, Libas 119,120; Ebu Davûd, Teraccül 5; Tirmizi, Libas 25) buyurulmaktadır. Bir diğerinde: "Saç (peruk) takan ve taktıran"a da lânet edilir. Bu son hadisin vürûd sebebi söyledir: "Ebu Bekr'in kızı Esma anlattı: Bir kadın gelip, ey Allah'ın Rasûlü, benim gelinlik bir kızım var. Hastalıktan dolayı saçı döküldü. Ona saç ekleyebilir miyim? diye sordu da, Rasûlüllah böyle buyurdu".(Kurtubi, V/392-94, XVNI/18; ed-Düm'l-Mensûr, N/691; Mecmau'1-Enhur, N/553, Buhari, Tefsir (59) 4; Nesâî, Zinet 68, 70; Ayrıca bk, Kadının Misvakı, Menhel, I/189) Bu naslardan hareketle fıkıhçılar vücuda uygulanacak kına, boya ve sürme gibi kalıcı olmayanların dışındaki ameliyelerin estetik maksatla yapılanlarını, Allah'ın yaratışına (Fıtrata) müdahele saymış ve haram olduğunu söylemişlerdir.
Zira hadisteki "güzellik için" kaydı bunu gösterir. Islâmi, yani insanî olan da budur. Çünkü Allah bu dünya sahnesinde herkese rolüne göre bir biçim ve tip vermiş ve o rolü adeta en iyi oynamasını istemiştir. Zaruret yokken tipini ve biçimini değiştirmeye kalkışan, bununla verilen rolü kabul etmediğini ihsas etmiş olur. Işin bir yönü budur. Diğer yönü israfla ilgilidir. Islâm'da harcama, kazanmanın fonksiyonu değildir. Yani kazanan, kazandığını istediği gibi harcama yetkisine sahip değildir. Her devirde gerekli tedavi ve ameliyat masraflarını karşılayamadığı için ölen binlerce insan varken, "Komşusu aç iken sabahlayan bizden değildir" prensibini koyan İslam'ın, güzelleşmek için yapılan estetik ameliyatlara yüzmilyonlar verilmesini onaylaması elbette beklenemez. Işin bir başka yönü daha vardır: Estetik ameliyat yaptıranlar genellikle kadınlardır ve bunu genellikle başkaları için yapmaktadırlar. Halbuki, Islâm kadının, kocasından başkaları için süslenmesini yasaklamıştır. Yabancılara görünmeyen, yani müslümanca yaşayan bir kadın buna zaten ihtiyaç duymayacaktır. Ancak yasak olan ameliyat, fıtratı bozan ve güzelleşmek için yapılan olunca, her nasılsa bozulan fıtratı düzeltmek ve zaruretten ötürü tedavi olmak maksadıyla yapılan ameliyatlar caiz görülmüştür. Meselâ bir hastalık sebebiyle (hormon bozukluğu vb.) kadının yüzünde ve bıyığında erkek sakalı gibi kalın tüylerin bitmesi halinde onları yolmak fıtratı bozmak değil, aksine bozulan fıtratı tedavi etmek olacağından caizdir, hatta Ibn Abidin'in dediğine bakılırsa müstehaptır.(Ibn Abidin, V/239) Çünkü bunda hem erkeğe benzemekten kurtulmak, hem de, eğer istiyorsa kocası için süslenmiş olmak vardır ki, ikisi de vacip olan şeylerdir. Ama tabiî olarak her kadının yüzünde ve ayağında bulunan ayva tüylerini yolmak caiz değildir. Zarar ve ızdırap veren eğri ve bozuk dişini aldırmak ya da düzelttirmek, doğuştan olmakla beraber zarar ve acı veren, meselâ bir altıncı parmağını aldırmak da fıtratı bozma sayılmayacağından caizdir, denmiştir.(Bu konularda daha geniş ve etraflı bilgi için bk. Kurtubî V/389 vd.; Hattâb es-Sukî, el-Menhel, I/183 vd.) Zaruretten ötürü takılan diş, protez vs. de aynıdır. Çünkü Rasûlüllah Efendimiz, savaşta burnu kesilen bir sahabinin, üstelik altından bir burun edinmesine izin vermiştir.(Imam-ı Merginani, el-Hidâye, IV/82-83) Kadının ayaklarındaki erkek tüyü gibi kılları almasının da, eğer kocası istiyorsa caiz olduğu söylenmiştir. Çünkü kadın ayağını zaten yabancıya göstermeyecektir.
Kadının saçını erkeğe benzeyecek ölçüde kısaltması, ya da tıraş etmesi de tedavi gayesiyle olmadıkça haramdır.(Ibn Kudame, el-Mugni, I/90) Peruk olarak insan saçından başka birşey kullanmasına izin verilmiştir.(bk. Ibni Abidin V/239) Güzellik için bu tür ameliyatların caiz olmaması erkekler için de geçerlidir. Sakalla beraber bıyıkları da kazımak suretiyle tüysüz (emred) bir hal alıp kadına benzemeleri de (Allah'u a'lem) caiz görülemez.
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
18 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder