16 Eylül 2010 Perşembe

BÜYÜK VARKEN KÜÇÜGÜN EVLENMESİ

Ablamın kısmeti çıkmadı diye beni istediğim gence vermiyorlar. Büyük evlenmeden küçük evlenmez diyorlar: Bu dîni bir hüküm müdür?

Evlilik, ihtiyaca, denginin bulunmasına, sizin ifadenizle kısmetinin çıkmasına bağlı bir şeydir. Bunun evlenmemiş büyüklerle ilgisi yoktur. Hattâ rivayete göre de Hz. Mûsâ (a.s.) Şuayb (a.s.)'ın büyük kızı dururken küçük kızıyla evlenmiştir. Tefsirlerin naklettiği bir hadîs-i şerifte Rasûlüllah Efendimiz Ebû Zer'e şöyle buyurmuştur: "... Mûsâ hangi kızla evlenmiştir, diye sana sorarlarsa küçügü ile evlenmiştir, de, Mûsâ'nın arkasından gelen ve "Babacığım, ücretle tutacaklarının en iyisi güçlü ve güvenilir olanıdır"(K. Kasas (28) 26) diyen de odur".(bk. Kurtubî XNI/273) Anlatıldığına göre Hz. Mûsâ'nin büyük varken küçügü ile evlenmesinin hikmeti, onu görmüş olması ve onda meylinin kalmış olma ihtimalidir. Eğer ona büyügü verilmiş olsaydı, belki de gönlü küçügünde olduğu halde kabul etme zorunda kalacaktı. (agk; ancak bu rivâyet sahîh değildir, mücerred bir nakilden ibarettir.) Durum bu olmakla beraber küçüklerin centilmenlik yapıp, öncelikle ablalarının, ya da âbilerinin evlenmesine yardımcı olmaları güzel ve kardeşçe bir davranış olur. Ama onlar evlenmek istemiyorlarsa artık küçüğün ne günahı vardır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder